T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ORDU / ALTINORDU - Eskipazar İlkokulu

Haberler

Haberler

Nis

1. SINIF ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK ALTINORDU BELEDİYESİ TARAFINDAN OKULUMUZDA KUKLA GÖSTERİSİ YAPILMIŞTIR.

Nis

 

 

AYIN TEMASI

İlkokullarda Masal Okumaları, Ortaokullarda Mesnevi’den Hikayeler

a)İlkokulda ve Ortaokullarda “ Anlamını Bul Etkinliği"

b)İlkokullarda ve Ortaokullarda “Kelime Türetme " Etkinliği

c) İlkokullarda ve Ortaokullarda“Kare Bulmaca " etkinliği yapılır.

D) Öykü Kartları hazırlama; hazırlanan  kartlarla anlatım etkinliği yapıldı.

YAPILAN ETKİNLİKLER

1) İlkokul ve Ortaokul sınıflarında “Anlamını Bul Etkinliği/Oyunu “yapıldı.

2)Ana sınıflarında hikaye anlatma ve hikaye içeriği ile ilgili aile katılım etkinlikleri yapıldı. Kartlarla hikaye oluşturuldu. ”Sefer Dede “ adlı hikaye kitabı okunmadan önce çalışma kağıtlarına bilinmeyen kelimelerden tahmin ettiklerini çizdiler, sonra hikaye okunup öğrendiklerini çizip en son ise gerçek resimlerini yapıştırmışlardır.

3)Masal ve Mesneviden Hikayeler  okutulup sınıfta anlatıldı. Kelime türetme etkinliği yapıldı.

4)İlkokullarda ve ortaokullarda kare bulmaca etkinliği yapıldı.

Mrt

  BİR DESTANDIR ÇANAKKALE... 18 Mart 1915 tarihinde Türk askeri tüm dünyada devam eden 1. Dünya Savaşı'nda unutulmaz bir destan yazdı. Çanakkale'nin geçilmez olduğunu Dünyaya gösterdi. Çanakkale şehitlerimizi minnetle anıyoruz...

Mrt

Okulumuz kantinininde öğrencilerin sağlıklı beslenme farkındalığını artırmek için çorba günü yapılmıştır.

Mrt

Okulumuzda 6 Mart Çarşamba günü Deprem tatbikatı yapılmıştır.

Mrt

 12 MART İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ ve MEHMET AKİF ERSOY’U ANMA GÜNÜ    dolayısıyla ÖĞRENCİLER TAFARINDAN HAZIRLANAN PROGRAM okulumuzda yapılmıştır.

Şbt

DİLİMİZİN ZENGİNLİKLERİ ŞUBAT AYI ETKİNLİKLERİ

Şbt

Trafik Eğitimi

Kas

ATATÜRK'Ü ANMA HAFTASI ETKİNLİĞİ ESKİPAZAR İLK/ORTA VE iMAM HATİP ORTAOKULU ÖĞRENCİLERİ  TARAFINDAN YAPILMIŞTIR.

Eyl

Yaya Geçidinin Önemi Nedir? sorusuna cevap bulma.

Eyl

Okulumuzda İlköğretim haftası çeşitli etkinliklerle kutlanmıştır.

Nis

1A ve 1B Sınıflarının İtfaiye ve Kütüphane Gezisi Etkinliği  sınıf öğretmenleri eşliğinde öğrencilerle beraber yapılmıştır.İtfaiyeye giden öğrencilerimiz kurum yetkileri tarafından karşılanmış ve birim öğrencilere tanıtılmıştır.Daha sonra Ordu İL Halk Kütüphanesine geçen öğrencilerimiz santranç oynamış ve kütüphaneyi gezerek eğlenceli vakit geçirmişlerdir.

Nis

Öğrencilerimiz Dünya Tiyatrolar Gününde Ordu Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu sahnesinde sergilene Rapunzel adlı tiyatro oyununu izlemeye öğretmeleri eşliğinde gitmişlerdir.

Nis

Büyük devletlerin dünyayı paylaşma mücadelesinin bir sonucu olarak 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı 1918 yılına kadar devam etmiştir. Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya-Macaristan’ın müttefiki olarak İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı 3 Kasım 1914’te savaşa dâhil olmuştur. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda ilk kara muharebeleri Kafkas Cephesi’nde yaşanmıştır. Rusya’nın 1914 yılının Aralık ayında Doğu Anadolu’ya saldırması üzerine Enver Paşa’nın yönettiği karşı taarruz, şiddetli soğuklar yüzünden başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

1.Dünya Savaşı’nın hemen başında Çanakkale Boğazı büyük bir önem kazanmıştı. İngiltere ve Fransa âdeta İstanbul’un kapısı konumunda olan Çanakkale’yi bir deniz harekâtıyla ele geçirerek Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak istiyordu. Böylece zor durumda olan Rusya dünya kaynaklarından ve kendilerinin yardımlarından faydalanabilecek, karşı ittifakta yer alan ülkelere güneyden yapılacak bir taarruz ile savaşın kısa sürede sonuçlandırılması mümkün olabilecekti. Bu amaçla 3 Kasım 1914’te başlayan ve 9 Ocak 1916’ya kadar devam eden Çanakkale muharebeleri iki aşamada gerçekleşmiştir.

Öncelikle 18 Mart 1915’e kadar süren deniz muharebeleri yapılmıştır. En son 18 Mart’ta çok güçlü bir donanma ile boğazı zorlayan İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Türk topçusunun olağanüstü başarısı karşısında mağlup olarak ve ağır zayiat vererek geri çekilmiştir. Bu zafer, günümüzde her yıl 18 Mart tarihinde yapılan etkinliklerle kutlanmaktadır.

Deniz yoluyla geçemedikleri boğazı, bu kez karadan istila ederek aşmayı planlayan İngiltere ve Fransa çoğu Avusturalya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşan (ANZAK)  birlikleriyle 25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası’na asker çıkararak kara harekâtını başlatmıştır. Burada tutunabilmek için yoğun çaba sarf eden ANZAK birlikleriyle Türk askeri arasında yaklaşık 3 ay boyunca yoğun bir muharebe dönemi yaşanmıştır. Bilhassa 7-8 Ağustos 1915’te gerçekleşen Anafartalar Savaşı’nda 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey’in üstün askerî yetenekler göstererek askere “taarruzu değil ölmeyi emretmesi” savaşın kaderini etkilemiştir. Mustafa Kemal, Conkbayırı ve Kocaçimen’de ilerleyen ANZAK Kolordusunu geri çekilmeye zorlayarak işgal edilen noktaları kurtarmıştır. 19. Tümen ve 57. Alayı merkezden emir beklemeden kendi inisiyatifi ile cepheye gönderen Mustafa Kemal Çanakkale’nin düşmesini engellemiş, boğazları kurtarmıştır. Buradaki savaşlar İngilizlerin 19-20 Aralık 1915’te Arıburnu ve Anafartalar’ı, 8-9 Ocak gecesi Seddülbahir bölgelerini boşaltmalarıyla birlikte sona ermiştir.

Çanakkale Zaferi, Balkan savaşlarıyla içte ve dışta sarsılmış olan Osmanlı Devleti’nin prestijini yeniden güçlendirmiştir. Çökmekte olan imparatorluğun içinde Türk milletinin gücünü ve dinamizmini hâlâ koruduğunu göstermiştir. Çanakkale Savaşı Millî Mücadele’nin öncüsü ve başlangıcı olmuştur. Çünkü Çanakkale’de savaşan güçlü düşman ordularını mağlup etme başarısını gösteren birçok komutan buradan kazandıkları tecrübe ve güvenle Türk İstiklal Savaşı’nda da başarıyla görev yapmışlardır.

Çanakkale muharebeleri, savaşın süresini önemli ölçüde uzatmış ve bu bakımdan savaşan devletlerin önemli insan kaybına ve ekonomik yıkımına neden olmuştur. Çarlık Rusyası’nın boğazlara hâkim olma hayali gerçekleşememiştir. Müttefiklerinin yardımından yoksun kalan Çarlık Rusyası’nda iç karışıklıklar artmış; 1917’de gerçekleşen ihtilal sonucunda çarlığın yerine Sovyet rejiminin kurulması ile ileriki yıllarda dünya tarihinin gidişatı değişmiştir.

Çanakkale Zaferi’nin Türk milletine en büyük armağanı, şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Mustafa Kemal, yeni kurulan bir tümeni kısa zamanda modern bir kolordu ile muharebe edecek bir duruma getirmekle, yüksek bir teşkilatçı ve yetiştirici olduğunu göstermiştir. Durum ve araziyi kavramadaki ustalığı, seri ve isabetli kararlar vermesi ve bu kararları azimle uygulaması Mustafa Kemal’in sahip olduğu yüksek irade, bilgi ve kendine güvenin göstergesidir. Burada iyi bir asker ve karizmatik bir lider olduğunu kanıtlayan Mustafa Kemal böylece milletiyle birlikte vatanını işgalden kurtararak tam bağımsız ve çağdaş yeni bir Türk devletinin kurucusu olma yolunda yürümeye başlamıştır.

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi saygı ve şükranla anıyoruz.18-04-2023

 

Nis

 

12 Mart 1921 tarihinde TBMM´de yapılan oylama sonucunda Mehmet Akif´in şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, verilen 500 liralık ödülü "Ben bu şiiri para için yazmadım." diyerek Türk ordusuna bağışlamıştır. Mehmet Akif, İstiklal Marşı´nı kitabı Safahat´a niçin koydurmadığı sorulduğunda "O benim değil, milletimindir." cevabını vermiştir.

           İstiklal Marşı´nın bestelenmesi için yarışma düzenlenmiş, bu yarışmaya 24 besteci katılmıştır. 1924 yılında Ankara´da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat ÇAĞATAY´ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930´da değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki ÜNGÖR´ün hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuştur.

          Millî marşımız, milletimizin hiç değişmeyen bağımsızlık karakterinin yakın çağdaki büyük tezahürü olan ve Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı içinden çıkmıştır. Millî marşımız, Türk milletinin "medeniyet denilen tek dişi kalmış bir canavar" tarafından yok edilme niyet ve teşebbüslerine karşı verilmiş bir kavganın içinden doğmuştur. Onun için adı "İstiklal Marşı"dır.

   Mehmet Akif, son günlerinde, hasta yatağında yatarken kendisine İstiklal Marşı için "Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?" diye bir sual sorulmuş. Akif'in şu cevabı, bu marşın neyin destanı, neyin mahsulü olduğunu anlatacak bir vecizedir:

      "O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam; onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. Allah, bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın."